İstanbul’daki Aksaray semtine dair…
Fatih Sultan Mehmet başka bir ifadeyle Osmanlı Devleti, uyguladığı bu politika ile İstanbul’un Müslüman-Türk nüfusa hızlı bir şekilde kavuşmasını ve Karamanoğullarının potansiyel insan/asker gücünü kırmasıyla bir taşla iki kuş vurmuştur fakat Aksaraylıların bu mecburî hicretinden dolayı tahmin edileceği gibi şehir küçülmüştür. Mahalleler o kadar boşalmıştır ki eşkıyaların saldırabileceği bir hedef haline gelmekten kurtulamamıştır. O günleri bizzat yaşayanlardan birisi de Somuncu Baba’nın oğlu Yusuf Hakiki Baba’dır. Zorunlu hicretten dolayı küçülen şehrin durumuna üzülen Yusuf Hakiki Baba, tepkisini bir şiirle göstermiştir. Hakiki konusundaki uzmanlardan Erdoğan Boz’un eserinde bu şiirin günümüz Türkçesi bulunmaktadır:
Vilayetin (Karaman’ın) Durumundan Şikâyet
Karaman, Türk ve Tatar’ın elinde perişan olup talihsiz bir şekilde baştanbaşa yıkıldı.
Eyvah, şu bağrı kan olmuş Karaman halkı, zulüm ile her türlü sıkıntı ve zahmeti çekip inler.
Karaman bu bela değirmeninin altına düşüp sanki un gibi öğünür.
Allah’ın kahır denizi hareketlenip niçin çalkalanır?
Karaman hareketsiz kalıp bu dalgaların sâkini olmuştur (dalgalara kapılmıştır).
Gerçi Karaman halkı, dinde (dini konularda) ve garazkâr hilede câhil ise (de) böbürlenmede hüner sahibidir.
Ne iyileşmeye ne de düzelmeye istekli bir kişi kaldı, kalpler karardı.
Karaman (kara bir) renk (ton) oldu.
Ne bilgisiyle iş yapan bilgin ne de gönül sahibi bir insan kaldı.
Şimdi Karaman bîsütun dağı gibi yıkılır.
Karaman halkının kimisi kurt kimisi de koyun olup birbirini yer oldu, yıkıldı, perişan oldu.
Gücü yeten kişiler dört bir tarafı ele geçirip yer içer.
Karaman yol kesenlere sofra oldu.
Acaba hayal miydi, nerede o güzellikler?
Bugün Karaman sanki bir oyun gibi dağıldı (gitti).
Karaman gayrette (çok) aşağı olduğu için Allah’ın yardımı ve bağışlayıcılığının yetişmesine imkân olamadı.
Karaman yine birlik olup; kararlı, önceki (gibi) hoş, emin ve adalet içinde rahat olabilseydi.
Hakikî söyler; İlahî, Karaman felek gibi baştanbaşa göz olup yardımını gözler (bekler).
Yusuf Hakiki Baba, Karamanoğulları döneminde daha mutlu olduklarını, Osmanlı Devleti’nin ilhakından sonra durumun tersine dönmesinden şikayetçidir.